Küçük bir klinikte çalışan acil tıp doktoru olan Prof. Dr. Ahmet Yıldız, görevli olduğu bölgede yaşanan insanlık dramını ve savaş suçlarını gözler önüne seren açıklamalarda bulundu. İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonları sırasında tanık olduğu olayları duyanların yüreklerini burkan bir dille anlatan Yıldız, savaşın ne kadar acımasız bir yüzü olduğunu gözler önüne serdi. "Elleri bağlıydı; savaş suçu işlendi" ifadesiyle vurguladığı durum, uluslararası kamuoyunun dikkatini çeken bir kıvılcım oluşturdu.
Prof. Dr. Yıldız, birkaç ay süresince, özellikle sivil halkın hedef alındığı acı olaylara tanıklık etti. Savaşın ve askeri operasyonların dramatik sonuçlarına karşı duyarsız kalamayan Yıldız, yaşadığı deneyimleri belgelerle destekleme kararı aldı. Tanık doktor, kadın ve çocukların da arasında bulunduğu birçok sivilin, sadece hedef olmaktan çok daha fazlası olduğunu, onların hayatta kalma mücadelesi verdiğini söyledi. “İnsanlar sadece yaşamak istiyor. Onların hayalleri, hedefleri ve sevdikleri var” diyen Yıldız, tedavi ettiği hastaların yaşadığı travmaları da dile getirdi.
Yıldız’ın tanıklık ettiği olaylar, uluslararası insan hakları örgütleri ve çeşitli devletler tarafından büyük bir endişe ile karşılandı. Savaş suçlarıyla ilgili Cenevre Sözleşmeleri gibi uluslararası yasaların ihlal edildiğini belirten Prof. Dr. Yıldız, sivil kayıpların artışının savaşın doğasına aykırı olduğunu vurguladı. “Hekimler olarak bizler, insan hayatını korumakla yükümlüyüz. Ancak, böyle bir ortamda savaş suçu işleniyorsa, bu durum bizim görevimizi ciddi bir tehdit altına alıyor” dedi. Ülkelerin bu tür ihlallere karşı sessiz kalmasının, gelecekte daha büyük bir insani krize yol açabileceğini de ekledi.
Prof. Dr. Yıldız’ın ifadesi, sosyal medya platformlarında hızla yayılarak, savaşın vahşetini gözler önüne serdi. Tüm dünyanın dikkatini çeken bu açıklama, yalnızca bir doktorun gözlemleri değil, aynı zamanda savaşın gerçek yüzünü ortaya koyan bir çağrıdır. Yıldız, “Susmak, kötülüğe ortak olmaktır” diyerek, sessiz kalmanın yarattığı tehlikeleri dile getirdi. Özellikle Gazze’yi etkileyen insani krizin bir an önce son bulması için uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini savundu.
Sonuç olarak, savaşlar insanoğlunun en acımasız yüzlerinden birini temsil ediyor ve bu tür olayların şeffaf bir şekilde ele alınması, küresel güvenlik ve insan hakları açısından hayati öneme sahip. Prof. Dr. Yıldız’ın korkusuzca dile getirdiği gerçekler, savaşın aslında ne kadar yıkıcı olabileceğini gösteriyor. Savaşların sona ermemesi durumunda, insanlık tarihinin en kanlı sayfalarından birinin daha yaşanmaması için acil önlemler alınması gerektiği aşikar.