Sırbistan'da gerçekleşen son protestolar, hükümetin baskıcı tutumunu gözler önüne serdi. Özellikle Sırbistan polisi, bu protestoları bastırmak amacıyla yasaklı sonik silahlar kullanmaya başladı. Bu durum, muhalefet partileri tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Protestoculara karşı bu tür silahların kullanımının uluslararası insan hakları normlarına aykırı olduğunu savunan muhalefet, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunma kararı aldı. Hükümetin bu tür uygulamaları, ülkenin uluslararası alandaki imajını da olumsuz etkileyebilir.
Sonik silahlar, yüksek frekansta ses dalgaları üreterek insanları etkisiz hale getiren bir tür silah sistemidir. Bu silahlar, fiziksel zarar vermeden, ses dalgalarının yarattığı rahatsızlık ile kalabalıkları dağıtmayı amaçlar. Ancak insan hakları savunucuları, bu tür silahların kullanımının insanlara psikolojik ve fiziksel zarar verebileceğini öne sürmektedir. Ayrıca, yasaklı kabul edilen bu silahların kullanılması, uluslararası hukuku ihlal anlamına gelmektedir. Sırbistan'da protestolar sırasında polis tarafından uygulanan bu yöntem, toplumda büyük bir huzursuzluk yarattı. Sosyal medya platformlarında birçok kullanıcı, yasaklı silahların kullanımına karşı tepkilerini dile getirirken, muhalefet partileri de bu durumu eleştirdi.
Sırbistan'daki muhalefet partileri, hükümetin bu uygulamasına karşı harekete geçerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Bu başvuru, ülkedeki polis şiddetinin ve insan hakları ihlallerinin uluslararası bir platformda değerlendirilmesini amaçlıyor. Muhalefet, ayrıca Sırbistan'da demokratik normların ve insan haklarının korunması için uluslararası toplumun desteğini bekliyor. Başvurunun yapılmasının ardından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuyla ilgili alacağı karar büyük önem taşıyor. Eğer mahkeme, Sırbistan hükümetinin uygulamalarını insan hakları ihlali olarak değerlendirirse, bu durum ülke içindeki yasaların değişiminde ve güvenlik güçlerinin uygulamalarında reform yapılmasında bir dönüm noktası olabilir.
Sonuç olarak, Sırbistan'daki son olaylar, yalnızca yerel bir sorundan ibaret değil. Aynı zamanda, uluslararası kamuoyunda Sırbistan'ın güvenlik politikaları ve insan hakları konusundaki tutumu üzerine geniş tartışmalara yol açacak bir durum olarak değerlendiriliyor. Protestocuların talepleri ve muhalefetin AİHM'e yaptığı başvuru, Sırbistan'ın gelecekteki demokratik yapısı için bir fırsat yaratabilir. Sıralanan bu olaylar, Sırbistan toplumunun, demokratik değerlerin ve insan haklarının korunması konusundaki duruşunu net bir biçimde ortaya koymaktadır.