Emeklilik, birçok insan için yeni bir hayat başlangıcını simgeler. Ancak, bu başlangıç bazıları için geleneksel yaşam tarzının ötesine geçmeyi zorluyor. Bu haberimizde, Avustralya'da uzun yıllar çalıştıktan sonra doğup büyüdüğü köye dönen bir emeklinin, "süper meyve" yetiştirme tutkusunu inceliyoruz. Bu sayede, hem doğal tarım uygulamalarına dikkat çekiyor hem de sağlık bilincine sahip bir gıda üretimi yapıyor.
Emekli Ali Yılmaz, yıllarını Avustralya'da geçirdi. Orada mühendis olarak çalıştı, iş yaşamının getirdiği zorluklarla başa çıktı. Ancak, yıllar geçtikçe doğduğu toprakları özlemeye başladı. "Gerçek hayatta en çok sevdiğim şey, doğada geçirdiğim süreydi," diyor Yılmaz. Avustralya'nın modern yaşamının cazibesi onun içsel huzurunu sağlamaktan çok uzaktı. Sonunda, 2022 yılında emekli olunca memleketine dönmeye karar verdi.
Köyüne döndüğünde, orada eski günlerin hatıraları onu karşıladı ama aynı zamanda pek çok şeyin de değiştiğini fark etti. Yıllar içinde köyde tarım, ticari faaliyetler açısından oldukça gelişmişti. Birçok yerli çiftçi, modern tarım tekniklerine yönelmişti fakat Yılmaz içindeki potansiyeli görmekte gecikmedi. Kendi tarlasını alarak burada süper meyve yetiştiriciliğine adım atmaya karar verdi.
Yılmaz’ın dikkatini çeken süper meyve, sağlık açısından birçok fayda sağlayan, besin değeri yüksek ürünlerdir. Bunlar arasında acai, goji berry ve chia gibi çeşitli bitkiler yer almaktadır. Emekli Ali Yılmaz, köyde ilk olarak bu meyvelerin yetiştiriciliğine odaklanmaya başladı. "Süper meyve" adı verilen bu ürünler, düşük kalorili ve yüksek antioksidan içeriğiyle biliniyor ve bu yönleriyle sağlık bilincine sahip bireyler tarafından ilgi görüyor. Ayrıca, bu meyvelerin pazarlama potansiyelinin büyük olması, Yılmaz'ı bu alana yönlendiren bir başka önemli etken oldu.
Yılmaz, işine sıfırdan başladıkça, tarım teknikleri, toprak analizi ve sulama sistemleri üzerine geniş araştırmalar yaptı. "Eski bilgilerimizi güncellenmiş yöntemlerle harmanlayarak bu işe giriştik," diyen Yılmaz, köyünde gençlerle bir araya gelerek bilgi alışverişinde bulundu. Bu süreçte sadece kendi hayatını değil, aynı zamanda gençlerin geleceğini de etkileyebileceğini düşündü.
Şu an için sürdürülebilir tarım yöntemleri ile çalışan Yılmaz, kahvaltılık gevrekler, smoothie’ler ve vegan atıştırmalıklar gibi ürünleri geliştirme aşamasında. “Doğal tarımı teşvik etmek, sağlık bilincine katılarak insanları bilinçlendirmek istiyorum. Aynı zamanda, köyümde ekonomik bir canlanma yaratmak için de buradayım,” ifadelerini kullandı. Üretimini artırdıkça, Yılmaz yerel pazarlarda da ürünlerini satmaya başlayacak. Özellikle şehirli tüketicilerin talepleri doğrultusunda, doğadan kopmadan, sağlıklı ve besleyici gıdaların öneminin artacağına inanıyor.
Ali Yılmaz’ın hikayesi, bir emeklinin iş yaşamının ötesinde nasıl yeni bir yaşam kurabileceğinin güzel bir örneği. Yıllarca süren deneyimlerini doğal tarıma çevirebilmesi ve kendi köyünün ekonomik iyileşmesine katkıda bulunması takdire şayan. Özetle, Yılmaz'ın hikayesi, sadece bir bireyin emeklilik sonrasında yeni bir amaç buluşunu değil, aynı zamanda tarımın geleceği açısından umut verici bir modeli de temsil ediyor. Doğal üretim ve yaşamın, hem bireysel hem de toplumsal olarak ne kadar önemli olduğunu herkese bir kez daha hatırlatıyor.