Hemen hemen herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır, bir olay bir tutkuya dönüşür ve bir yaşam biçimi haline gelir. İşte, 8 yaşında kitaplarla tanışan Halil Bey’in hikayesi tam da böyle bir örnek. Yıllar geçtikçe, sadece hayal dünyasına açılan kapıları değil, aynı zamanda kendi hayatının da seyrini değiştiren bu tutku, 71 yıl süregeldi. Günümüzde, okuma alışkanlığını kaybedenlerin sayısı giderek artarken, onun durmaksızın süren okuma serüveni ilham veriyor. Halil Bey, kendi hikayesini ve kitapların onun yaşamındaki yerini bizlere anlattı.
Halil Bey, Okuma aşkıyla tanıştığı dönemi şöyle anlatıyor: “8 yaşında annemin bana hediye ettiği bir kitapla okuma sevdası başladı. O zamandan beri kitaplar benim en yakın arkadaşım oldu.” Çocuk yaşta edindiği bu alışkanlık, onu hayal gücünün sınırlarını zorlamaya ve farkındalık kazanmaya yönlendirdi. Kapılarını ardına kadar açan kitaplar, ona sadece yeni dünyalar değil, farklı düşünce biçimleri de sunuyordu. İlkokul yıllarından itibaren başlayan bu okuma serüveni, daha sonra hayatında birçok kapı açtı. Birçok farklı türde kitap okudu; romanlardan, bilim kurgu eserlerine, biyografilerden, felsefi kitaplara kadar geniş bir yelpazeye yayıldı. Halil Bey, “Hangi türde okursanız okumaya devam edin. Her kitap, insana farklı bir pencere açar” diyor.
71 yıl boyunca okuma tutkusunu sürdüren Halil Bey, bu sürecin hayatında ne denli önemli bir yer kapladığını bizlerle paylaştı. “Kitap okumak, insanı yalnız bırakmaz. Her sayfasında bir dost bulursunuz” diyor. Halil Bey, okumanın zihni canlı tutma, yeni bilgiler edinme ve empati kabiliyetini geliştirme konusunda sağladığı katkıları vurguladı. Bunun yanı sıra, kitapların yalnızca bilgi kaynağı değil, aynı zamanda bir rehber, bir arkadaş olduğuna da dikkat çekti. Bu tutku onun adeta yaşam felsefesini oluşturdu. Okumak onun için sadece bir hobi değil, aynı zamanda yaşamın anlamını bulma sürecidir.
Kitaplarla olan ilişkisi, Halil Bey'in sosyal hayattaki etkileşimlerinde de büyük bir rol oynamış. “Arkadaşlarımla kitaplarla ilgili sohbetler yapar, yeni kitap önerileri alırdım. Bu tartışmalar sayesinde birçok farklı bakış açısını öğrenmeye ve empati geliştirmeye başladım” diyor. İyi bir okur, farklı insanların düşüncelerine açılan kapılar sunuyor. Halil Bey, kendisini geliştirebilmek için sürekli yeni kitaplar okumaya ve öncelikle çocuk kitaplarına yönelmeye özen gösteriyor. “Çocuklar için yazılmış kitaplar, yüreğimdeki çocuğu hep yaşatıyor” ifadeleriyle okuma tutkusunun onu nasıl beslediğini özetliyor.
Bugün, 79 yaşında olan Halil Bey, hala her gün okuma saatlerine ayırıyor. “Her gün birkaç saatimi okumaya ayırmasam, kendimi huzursuz hissediyorum. Kitapsız bir günüm yok” diyor ve bu tutkusunun aslında ona sunduğu zenginliği anlatırken gözleri parlıyor. Zamanla oluşan bu alışkanlık, onun için adeta bir yaşam biçimi haline dönüşmüştü. Geçirdiği her yıl, kitaplarla ilgili bilgi maziyi daha da derinleştirmişti. “Okuduğum her kitap beni biraz daha ben yapan bir hikaye” sözleriyle, okumanın kişisel gelişimdeki önemine vurgu yapıyor.
Halil Bey’in hikayesi, okumanın hayatı nasıl zenginleştirdiğine dair çarpıcı bir örnek. Onun gibi güçlü bir okuma alışkanlığına sahip olmak, sadece bilgi edinmekle kalmaz, aynı zamanda insanın karakterini şekillendirir, duygu ve düşüncelerine derinlik katar. 71 yıl boyunca eserlerden aldığı tüm bu ilham, Halil Bey’in sadece bir okur değil, aynı zamanda bir yazar olma yolunda adımlar atmasına da vesile oldu. Günümüzde, kişisel deneyimlerini kaleme alan Halil Bey, kitap sevgisini sonraki nesillere aktarmaya çalışıyor.
Sonuç olarak, 71 yıldır süregelen bu okuma tutkusu, Halil Bey’in hayatının şekillenmesinde büyük bir yer tutuyor. Kitaplar, onun için birer tamamlayıcı, hayat yolculuğunda rehberler haline gelmiş durumda. “Hakkında okumadığınız bir konu, hakkında düşünmediklerinizi ortaya çıkarır. Hayal gücünüzü genişletir” diye ekliyor Halil Bey. Tüm bu sözler, onun için kitapların ne denli vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Halil Bey’in hikayesi, kitapların bireyin hayatında nasıl dönüşüm yarattığını anlatan ilham verici bir öykü olarak hafızalarımızda yer ediyor.